Lületaşı
Lületaşı, magnezyum ve silisyum esaslı
ana kaya parçalarının yerin muhtelif derinliklerindeki başkalaşım katmanları
içinde, hidrotermal etkilerle hidratlaşması sonucunda
oluşmuş kayaçtır. Bu kayacı farkeden bir alman mineralog (E. F. Glocker)
tarafından 19. yüzyıl ortalarında sepiolit olarak adlandırılmıştır. Sepiolit
ismi mürekkep balığının yunanca ismi olan 'sepion'a ithafen
verilmiştir. Bu mineralin Almanca ismi olan 'Meerschaum' (deniz
köpüğü) da mineralin yoğunluğuna ithafendir.
Kimyasal formülü
Mg4Si6O15(OH)2•6 H2O
şeklindedir ve yoğunluğu 0.988 - 1.279 gr/cm3 değerleri
arasında değişir. Mikroskopik büyüklükteki kristalleri düzensiz
biçimde bağlanmıştır. Çok ince gözenekli yumuşak bir dokuya , beyaz ve beyaza
yakın tonlarda bir renge sahiptir.
Arkeolojik çalışmalar
, lületaşının yaklaşık beşbin yıl öncesinden bilindiğini ve değişik amaçlarla
kullanıldığını göstermiştir.Günümüzde Lületaşı süs eşyası ve özellikle pipo yapımında
kullanılmaktadır. Pipo ile tütün içme alışkanlığının yaygınlaşması
lületaşının tüm dünyada tanınmasını sağlamıştır.
Çıkarılması
Lületaşı ve
benzer minerallere, Yunanistan'daki bazı adalar, Çek
Cumhuriyetindeki Moravya bölgesi, Fransa, İspanya,Fas ve ABD'de
rastlanmaktadır. Ticari olarak işlenebilir Lületaşı yataklarının nerede ise
tamamı Türkiye'nin Eskişehirİli'nde bulunur.
Oluşumunu
sağlayan tepkimeler dolayısıyla, lületaşı yeraltında ıslak halde bulunur.
Lületaşının toprak içindeyken temizliğini, çıkarıldıktan sonra da kolay
işlenmesini, gözenekli yapısının tuttuğu bu doğal nem sağlar. Doğrudan veya
işlendikten sonra kurutulan lületaşı, kaybettiği nem oranında hafifler ve
önemli bir direnç kazanır.
Eskişehir ilinin
batısında, kuzeydoğusunda ve güneydoğusunda bulunan, sahalarda, yüzeyle 300
metreyi aşan derinlikler arasında, içinde dağınık yumrular halinde lületaşı
bulunan başkalaşım katmanlarına rastlanır. Taşı elde edebilmek için yüzeyden
itibaren dik inen kuyular kazılır. Toprak içinde kolayca ayırdedilen başkalaşım
katmanlarına ulaşıldığında, bu katmanı takip eden yatay tüneller açılarak
lületaşı yumruları aranır. Bazı bölgelerde lületaşı tabakaları yeraltı suları
seviyesinden daha aşağıdadır. Buralardan lületaşı çıkarabilmek için önce suyun
boşaltılması gerekmektedir. Lületaşı çıkarılmasında büyük ölçüde insan gücünden
ve uzun yıllar sonucunda kazanılmış kişisel tecrübelerden ve sezgilerden
yararlanılır.
Çok hafif ve
gözenekli olan lületaşı kurutulduktan sonra tekrar neme veya herhangi bir gaza
maruz kalırsa bu nemi veya gazı büyük ölçüde emer, tekrar kururken de bu nemin
veya gazın içindeki artıkları bünyesinde tutar. Bu temel özelliği dolayısıyla
çok uygun bir pipo malzemesi, aynı zamanda pek çok sanayi dalında iyi bir emici, filtre, yalıtım ve
dolgu malzemesidir. Yaklaşık 300 yıldır büyük ölçüde dünyanın en kıymetli
pipolarının yapımında kullanılan lületaşı, ilerleyen teknolojiye paralel olarak
sanayide de vazgeçilmez bir yardımcı madde haline gelmiştir.
Lületaşı
işlemeciliği
Başlangıçta
tamamı ihraç edilen ham lületaşları Avrupa'da işlenmekteydi. Günümüzde ham
lületaşı ihracı önlenmiş ve tamamının, Cumhuriyet döneminde yetişmiş Eskişehir'li
ustalar tarafından işlenmesi sağlanmıştır.
Zarif narin
yapısıyla tamamen özgün bir malzeme olan lületaşının artık sadece tütün için
araçları değil, kullanım ve estetik değeri yüksek yepyeni eserler de
üretilmektedir. Yer altından çıkarılan lületaşı bünyesindeki nemi kaybetmediği
sürece kolay olarak işlenebilir. Lületaşı işlemeciliği , yetenek , tecrübe ve
sabırlı bir çalışma gerektiren zor fakat zevkli bir el işçiliğidir. Özel olarak
biçimlendirilmiş bıçaklarla lületaşı üzerinde her türlü işleme yapılabilir.
Genellikle
ustaların kendilerince hazırlanan bu bıçakların ve benzeri araçların sayısı
bazen elliye yaklaşır. Uzun süreli çalışmalarda nemini kaybederek sertleşen taş
suya batırılarak yeniden yumuşatılabilir. Taşın doğal biçimine en uygun
modelinin seçilmesi işletmede esastır. Böylece, taşın mümkün olan en az fireyle
değerlendirilmesi sağlanır.
Model
konusunda en önemli kaynak gözlem ve ustaların hayal gücüdür. Tasarlanan
biçimde işlenen lületaşı endirekt ısıyla uzun sürede kurutulur ve çok ince
zımparalanır. Tamamlanan lületaşı eserler beyazlatılmış ve yeteri kadar
ısıtılmış balmumuna batırılarak cilalanır. Yüzeyden itibaren sıcak balmumu emdirilmiş
lületaşı eserler ovularak parlatılır. Bu esnada şeffaf krem / sarı renk alan
lületaşı, fildişine benzer bir görüntü kazanır. Bu yüzyılın başlarında, özellikle,
hanımların parça taşlardan el tornalarında boncuk çekmesiyle başlayan lületaşı
işlemeciliği,Cumhuriyet yıllarından itibaren çok yönlü olarak gelişmiştir.
Çinlilerin
taklit edemeyeceği tek ürün olarak adlandırılan lületaşının çıkarılması ve
işlenmesi konusunda yatırımcı bulunmasında zorlanılmaktadır.

Lületaşı
Lületaşı, magnezyum ve silisyum esaslı
ana kaya parçalarının yerin muhtelif derinliklerindeki başkalaşım katmanları
içinde, hidrotermal etkilerle hidratlaşması sonucunda
oluşmuş kayaçtır. Bu kayacı farkeden bir alman mineralog (E. F. Glocker)
tarafından 19. yüzyıl ortalarında sepiolit olarak adlandırılmıştır. Sepiolit
ismi mürekkep balığının yunanca ismi olan 'sepion'a ithafen
verilmiştir. Bu mineralin Almanca ismi olan 'Meerschaum' (deniz
köpüğü) da mineralin yoğunluğuna ithafendir.
Kimyasal formülü
Mg4Si6O15(OH)2•6 H2O
şeklindedir ve yoğunluğu 0.988 - 1.279 gr/cm3 değerleri
arasında değişir. Mikroskopik büyüklükteki kristalleri düzensiz
biçimde bağlanmıştır. Çok ince gözenekli yumuşak bir dokuya , beyaz ve beyaza
yakın tonlarda bir renge sahiptir.
Arkeolojik çalışmalar
, lületaşının yaklaşık beşbin yıl öncesinden bilindiğini ve değişik amaçlarla
kullanıldığını göstermiştir.Günümüzde Lületaşı süs eşyası ve özellikle pipo yapımında
kullanılmaktadır. Pipo ile tütün içme alışkanlığının yaygınlaşması
lületaşının tüm dünyada tanınmasını sağlamıştır.
Çıkarılması
Lületaşı ve
benzer minerallere, Yunanistan'daki bazı adalar, Çek
Cumhuriyetindeki Moravya bölgesi, Fransa, İspanya,Fas ve ABD'de
rastlanmaktadır. Ticari olarak işlenebilir Lületaşı yataklarının nerede ise
tamamı Türkiye'nin Eskişehirİli'nde bulunur.
Oluşumunu
sağlayan tepkimeler dolayısıyla, lületaşı yeraltında ıslak halde bulunur.
Lületaşının toprak içindeyken temizliğini, çıkarıldıktan sonra da kolay
işlenmesini, gözenekli yapısının tuttuğu bu doğal nem sağlar. Doğrudan veya
işlendikten sonra kurutulan lületaşı, kaybettiği nem oranında hafifler ve
önemli bir direnç kazanır.
Eskişehir ilinin
batısında, kuzeydoğusunda ve güneydoğusunda bulunan, sahalarda, yüzeyle 300
metreyi aşan derinlikler arasında, içinde dağınık yumrular halinde lületaşı
bulunan başkalaşım katmanlarına rastlanır. Taşı elde edebilmek için yüzeyden
itibaren dik inen kuyular kazılır. Toprak içinde kolayca ayırdedilen başkalaşım
katmanlarına ulaşıldığında, bu katmanı takip eden yatay tüneller açılarak
lületaşı yumruları aranır. Bazı bölgelerde lületaşı tabakaları yeraltı suları
seviyesinden daha aşağıdadır. Buralardan lületaşı çıkarabilmek için önce suyun
boşaltılması gerekmektedir. Lületaşı çıkarılmasında büyük ölçüde insan gücünden
ve uzun yıllar sonucunda kazanılmış kişisel tecrübelerden ve sezgilerden
yararlanılır.
Çok hafif ve
gözenekli olan lületaşı kurutulduktan sonra tekrar neme veya herhangi bir gaza
maruz kalırsa bu nemi veya gazı büyük ölçüde emer, tekrar kururken de bu nemin
veya gazın içindeki artıkları bünyesinde tutar. Bu temel özelliği dolayısıyla
çok uygun bir pipo malzemesi, aynı zamanda pek çok sanayi dalında iyi bir emici, filtre, yalıtım ve
dolgu malzemesidir. Yaklaşık 300 yıldır büyük ölçüde dünyanın en kıymetli
pipolarının yapımında kullanılan lületaşı, ilerleyen teknolojiye paralel olarak
sanayide de vazgeçilmez bir yardımcı madde haline gelmiştir.
Lületaşı
işlemeciliği
Başlangıçta
tamamı ihraç edilen ham lületaşları Avrupa'da işlenmekteydi. Günümüzde ham
lületaşı ihracı önlenmiş ve tamamının, Cumhuriyet döneminde yetişmiş Eskişehir'li
ustalar tarafından işlenmesi sağlanmıştır.
Zarif narin
yapısıyla tamamen özgün bir malzeme olan lületaşının artık sadece tütün için
araçları değil, kullanım ve estetik değeri yüksek yepyeni eserler de
üretilmektedir. Yer altından çıkarılan lületaşı bünyesindeki nemi kaybetmediği
sürece kolay olarak işlenebilir. Lületaşı işlemeciliği , yetenek , tecrübe ve
sabırlı bir çalışma gerektiren zor fakat zevkli bir el işçiliğidir. Özel olarak
biçimlendirilmiş bıçaklarla lületaşı üzerinde her türlü işleme yapılabilir.
Genellikle
ustaların kendilerince hazırlanan bu bıçakların ve benzeri araçların sayısı
bazen elliye yaklaşır. Uzun süreli çalışmalarda nemini kaybederek sertleşen taş
suya batırılarak yeniden yumuşatılabilir. Taşın doğal biçimine en uygun
modelinin seçilmesi işletmede esastır. Böylece, taşın mümkün olan en az fireyle
değerlendirilmesi sağlanır.
Model
konusunda en önemli kaynak gözlem ve ustaların hayal gücüdür. Tasarlanan
biçimde işlenen lületaşı endirekt ısıyla uzun sürede kurutulur ve çok ince
zımparalanır. Tamamlanan lületaşı eserler beyazlatılmış ve yeteri kadar
ısıtılmış balmumuna batırılarak cilalanır. Yüzeyden itibaren sıcak balmumu emdirilmiş
lületaşı eserler ovularak parlatılır. Bu esnada şeffaf krem / sarı renk alan
lületaşı, fildişine benzer bir görüntü kazanır. Bu yüzyılın başlarında, özellikle,
hanımların parça taşlardan el tornalarında boncuk çekmesiyle başlayan lületaşı
işlemeciliği,Cumhuriyet yıllarından itibaren çok yönlü olarak gelişmiştir.
Çinlilerin
taklit edemeyeceği tek ürün olarak adlandırılan lületaşının çıkarılması ve
işlenmesi konusunda yatırımcı bulunmasında zorlanılmaktadır.